Perşembe, Nisan 24, 2008

Kanlı Topraklar / Orhan Kemal

HPIM2571

kızlar 23 nisan gösterilerini iki gün önceden yaptılar, ben hala birşeylerle uğraşıyorum.. bunlardan bahsedeceğim ama önce bugün cumhuriyet gazetesinin kitap eki'nde yayınlanan yazımın bir fotosunu koymadan edemedim :)

bir dönem kitap günlüğü tutarken ışık öğütçü ile yaptığımız bir kaç görüşme sonucu üç yazı göndermiştim. perşembe sabahları cumhuriyetin kitap ekini, cuma sabahları da radikal'inkini daha çocukları giydirmeden karıştırmak adet oldu, bugün yine aynı rutinle sayfaları çevirirken yazıyı görünce çok şaşırdım ve de mutlu oldum.

böyle bir deneyim de yaşamış oldum :)

yazının tamamı..

Pazar, Nisan 13, 2008

bahar şöleni..

siyah mı?
turuncu
botanikteydik..
beyazsarı..

hazırlıklara devam..

düğüm..hazırlıklara devam II..hazırlıklara devam..

Çarşamba, Nisan 09, 2008

23 Nisan geliyorrr..

çınar :)defne :)

çocuklar sınıf olarak 23 nisan için bir gösteri hazırlıyorlarmış. gösteride neler yapacaklarını anne babalara söylememeleri gerekiyormuş, sürprizmiş :) ancak ben bütün gün gösteri şarkısını iki ayrı telden dinlemekten helak oldum o ayrı :) hatta çınar gündelik olayları da şarkıya dahil ederek yeni soundlar ve yeni sözler hazırlıyor, mesela bugün mutfakta dolma için harç hazırlarken kıymaya gözünü dikerek, içinde atatürk'ün, 23 nisanın, kıymanın ve mutfak dolaplarının geçtiği yeni bir şarkı yazdı.. herneyse, bu gösteri için kızların prenses olacağı erkeklerin şişman dev kılığına gireceğini söylemişti öğretmen. bunun için kıyafet göndermemizi istedi, ben de geçen yıl görsem'in düğününde giydikleri elbiselerini -hala oluyor mu acaba diye denettirip, sıkış sıkış da olsa içine girebildiklerini görünce, bu işten de yırttık diye- gönderdim. dün bir not yazmış öğretmen, bütün kızlar ya gelinlik ya tuvalet tarzı şeyler giyecekler, defne'yle çınar'ın elbiseleri sanki biraz sönük kaldı, bu elbiseler de olur ama isterseniz yeni bir kıyafet gönderin.. diye, kızları almaya gittiğimde de okulun müdürü gönderilen kıyafetlerden örnekler gösterdi, gerçekten de minyatür gelinlikler ya da tuvaletler gördüm, şaşırdım. sanırım daha evvel bu tür kıyafetler dikkatimi çekmediğindendi bu şaşkınlık. orada bir gelinlikten karış hesabıyla ölçü alıp eve gelince de başladım bizimkilere tuvalet dikmeye :P. ilk defne'nin ki bitip de denemek için giydirdiğimde çınar, anne benimkine kol da ör dedi :) yazın ne yapacağız bilmiyorum, kolları olmayan şeyleri giymeyi kesinlikle redediyor :) bu elbiseye ikna etmesi için de öğretmeninden yardım istemeyi düşünüyorum..

..

bunun yanında ben hala birşeyler hazırlamakla meşgulum. bütün gün ya birşeyler dikiyor ya da ne diksem diye düşünüyorum :) bu zaman içerisinde farkettim ki kızlar bensizken çok güzel oynamaya başladılar, daha doğrusu bensiz de vakit geçirmeye.. odanın bir köşesinde otururken, birbirleriyle konuşmalarını dinlemek, çınaaar bana şunu uzatır mısın dediğimde, hayır anne, defne bana çay hazırlıyor gelemem demesi filan çok tatlı..

yuteğlla (nutella)

tabi bensizken o kadar masumca sadece evcilik oynamıyorlar :) nutellayı aşırıp kaşıklamak, aa naptınız dediğimde şirin şirin sırıtmak, parti yapıyoruz anne deyip kumaş parçalarını toplayıp evin heryerine saçmak... çınar özellikle parti ve doğum gününe takmış durumda, kendilerinin ne zaman doğumgünü olacağını günde on kez sorup bir yandan da hergüne anane, dede, görsem.. diye uzayan listeler yaparak listedeki kişilerin gıyabında doğumgünü partileri düzenliyor. hediyeler hazırlıyor.. balonlar her daim bütün odalarda asılı zaten. bir de bana yardım ediyorlar :)

kalıp böyle çıkarılır..

defne iki gecedir parmağını emmeden uyuyor.. defne'nin genizeti ameliyatını 25 şubatta yaptırmıştık. ilk zamanlar uyumasında, nefes alışında bir değişiklik yoktu ama gün içerisinde her zamanki gibi yorulmuyor ve daha aktifti. şimdi gece uyumaları da düzene girdi, derin ve sessiz uykular başladı. parmağını battaniyesi olmadan emmez, battaniye de iki gündür kirli sepetinde deyip geçiştiriyorum yatarken, o da önemsemiyor, tavşanına ya da lampisine sarılıp uyuyor. bu bizim için çok sevindirici birşey ama sevinmek için erken bu tip durumlarda, bakalım ne olacak..

bir kaç ay evvel kızlarda barbie ve spiderman takıntısı başlamıştı. erkeklere spiderman kızlara barbie diye şartlanıp, birkaç gece üstüste anne bizim yanımızda durur musun yatarken, örümcekadam gelirse onu kovar mısın filan diye söyleyince, okul idaresiyle konuştum. barbielere karşı takıklığım her zaman vardı da bu örümcek adam da nerden çıktı deyip panik anne vaziyetinde okula diğer öğrencilerin bu tür kostümlerle ya da oyuncaklarını getirmelerine yasak koyabilirler mi diye sordum, veli toplantısında da mevzuyu açıp, çocuklar o barbi kadınlarına özenip 10 yaşında diyete ya da spiderman e özenip dördüncü kattan atlamaya kalkıyorlar diye diğer velilerin de gözünü korkutabilir miyim acaba diye hamlelerde bulundum. ancak pedagogun söylemesiyle defne'ye ameliyat sonrası bir barbie almaya söz verdim. tanıyıp bıkmaları, aşırıya kaçmadan bilmelerinde sakınca yokmuş. gerçekten de her gördükleri barbie yazan şeyi isteyen kızlarım artık pek umursamıyorlar. ama pembe, pırıltılı ve sarışın olan şeyler hala ilgilerini çekiyor :)

yeşil..turuncu damlalar..
bayan hippo handmade..düğme..

başka başkaaa.. işte sanıyorum hazırladıklarım bir haftaya kadar bitecek ya da öyle umuyorum. ondan sonra gidişata göre herşey yeniden şekillenecek.

sabah sabah okula gidiyoruz..

son fotolar güneşli bir sabaha uyandığımızda aydınlığı fırsat bilerek çektiklerim. eskisi gibi makineyi görünce kaçmıyorlar artık.. hatta poz veriyorlar :)

okula gidiyoruz, güneşten faydalanıp foto çektiriyoruz :)